Diyarbakır evleri , samimiyet, sevgi ve mahremiyet hep bir arada.
Bu dar sokaklarda hiçbir evin penceresi bakmaz diğer avluya.
Hanlar, misafirperverlik ,temelinde cömertlik yeri içi neyse dışı da öyledir şehrin .
Kervanlarını, baş göz üstüne ağırlayan kadim şehrim.
Evliye çelebi’nin “kale her kimin eline geçmiş ise yine bu mabed mabed olarak kalmıştır” dediği
Diyarbakır Ulu cami temelinde saygı değeri özünde birlik ve dayanışma yeri.
Sevgi ve saygıyı aşılayan ilim irfan yuvası medreselerimiz.
Birbirinden farklı etnik köken kültür ve dilim barış içerisinde yaşadığı ve hiçbir yara almadan günümüze kadar gelen hoşgörü timsali kiliselerimiz.
Cami , medrese ,han, hamam mimarisinde sabır değeri Manasında ise hayırseverlerin cömertliği ile işlenen vakıflar.
Yardımlaşmanın kurumsallaşmış hali
Tarihi mekanlarda saklı değerler ve daha nice güzellikleri gelip görmelisiniz Diyarbekir’i
Her medeniyet öncelikli olarak kendi değerlerine göre şehirlerde yapılar inşa ederler. Diyarbakırın muhteşem Tarihi yapılarını mimari yönden anlatmak gerekli ama yetersiz kalır. Tarihi mekanlar toplumlara ait değerlerin somutlaşmIş halidir.
SADAKA TAŞI
Sadaka taşı; geçmişte cami, çarşı, hastane vb. yerlerde yapılmış , ihtiyaç sahiplerinin alabilmeleri için para, altın vb. bırakılan özel taşlardır. Bu taşlarda yer alan oyuk kısma genelde kimsenin olmadığı, sabahın erken saatlerinde veya karanlıkta, madeni paralar bırakılırdı. Bu paraları ihtiyaç sahibi tarafından ihtiyacı olduğu kadarı alınır, geri kalanı kendisi gibi durumu zayıf olanlara bırakılmaya özen gösterilirdi Kültürümüzde yardımlaşma ve dayanışmanın güzel bir örneğidir
KUŞ EVLERİ
Tarihi mekanlarda köşk, cami, mescit ,türbe, çeşme gibi yapıların duvarlarına inşa edilen kuş evleri, canlılara gösterilen merhamet ve sevginin sembolüdür .Geleneksel kültürümüzde tarlaya saçılan buğdayda “Kuşun hakkı” diye bir kavram vardır. Buğdayı saçan çiftçi, “Biri aşa, biri taşa, biri kuşa” diyerek saçmaktadır
YİTİK TAŞ
Yitik taş kaybolan eşyanın sahibine ulaşmasını kolaylaştırmak için tarihi yapıların duvarlarına yapılırdı.
Civarda bir eşya bulanlar, bu oyuğun içine bırakırdı. Adı da bu nedenle “yitik taşı” yani kayıp taş anlamına gelir .
Comments